Neumann
Bugünün çocukları zaman zaman "yirminci yüzyılda matematikçi olmayı düşünmem" derler. Diğer bilim adamları roket ateşleme yada denizaltı araştırmalarını yürütme gibi heyecanlı şeyler yapıyorlar, halbuki matematikçiler sadece birçok sayılarla uğraşıp oturuyorlar. Bu yorum John Von Neumann'ı kimbilir ne kadar eğlendirmiştir! Bu yüzyılın en parlak matematikçilerinden biri olarak kariyeri, pür matematik sahasına yapılan mükemmel katkıların yanısıra, atom bombası ve roketler üzerine bir kitap, poker ve diğer şans oyunları üzerine bir inceleme ve yüksek hızlı elektronik bilgisayarların geliştirilmesinde öncülüğüde kapsamaktadır. Bütün bunlara sıkıcı denemezdi! Fakat sınıf arkadaşları onun matematik başarılarından ziyade, fotoğraf makinası gibi işleyen belleğinden etkilenmişlerdi. Bir öğleden sonra onun telefon rehberini karıştırıp birkaç sayfasına gözattığını ve derhal isimleri, adresleri ve telefon numaralarını aklından ezbere söylediğini hayret içinde seyrettiler. Öğretmenleri de on yaşındaki bir öğrencinin 46 ciltlik Alman Tarihi'ni okuduğunu ve sonra Macar askeri liderleri ile eseri ayrıntılı biçimde tartıştığını gördüklerinde aynı hayrete düşmüşlerdi. Henüz o erken yaşlarında matematiksel başarısını ve parlak zekasını ispatladıktan sonra eğitimlerin en iyisini aldı. Öncelikle Macaristan'da en iyi okullardan birisi olan Protestan Gramer Okulu'na girdi. Onbeş yaşında ailesi, Gabor Szego'dan özel ders almasını sağladı. Szego'nun eşi sık sık, onun bu şaşırtıcı insanla ilk buluşmasından ağlayarak geldiğini söyler. Orta öğretimi izleyen yıllar John Von Neumann'ı mükemmel bir bilimsel eğitim aramaya Almanya ve İsviçre'ye götürdü. 1921 yılından 1923 yılına kadar Berlin Üniversitesinde kimya tahsili gördü. İki yıl sonra İsviçre'de Teknik Yüksek Okulundan kimya mühendisliği diploması aldı. Nihayet 1926 yılında Budapeşte Üniversitesinden matematik doktorası aldı. Budapeşte'deki çalışmalarını bitirir bitirmez, genç matematikçiye Göttingen Üniversitesinde Rockofeller bursu verilmişti. Burada, yirmiüç yaşındayken ilk şaheser eseri "Kuantum Mekaniğinin Matematik temelleri"ni yayınladı. Bu eser bütün atom ve nükleer fiziğin üzerine kurulduğu Kuantum Teorisi anlayışı için çok önemliydi. Gene o yıllarda Von Neumann Berlin Üniversitesi'nde ilk öğretim üyeliğini kabul etti. Yeni hocanın öğretim metotları pek çok kaşın kalkmasına yol açtı; notsuz ders veriyor ve sınıfları için henüz çözmediği problemler seçiyordu ki, böylece öğrencilerle birlikte çözümlerini bulabiliyordu. John Von Neumann Berlin'de iken poker oyununu incelemeye başladı. Özellikle bu oyun onun ilgisini çekmişti, çünkü bu oyunla sadece şans faktörü değil aynı zamanda oyuncunun strateji meselesi de işe karışıyordu. Böyle bir oyun matematik terimleriyle tarif edilebilirmiydi? Genç matematikçi işe girişti! Birkaç ay içinde matematik incelemelerine yeni bir saha getiren "Oyunlar teorisi"ni geliştirdi. Bu yaklaşımı sadece şans ve strateji oyunlarına değil , aynı zamanda ekonomi, askeri strateji ve sosyoloji gibi önemli alanlara da uygulandı. "Oyunlar teorisi" Von Neumann yalnızca yirmibeş yaşında iken, matematiksel bir sanat eseri olarak kabul edildi. 1930 yılında Princeton'un bir yıllık ders teklifini kabul etti ve 1931 yılında burada kalmaya karar verdi. Burada da Berlin'de olduğu gibi farklı öğretim metotları ile öğrenci ve profesörlerin ilgisini çekmiştir. Hatta bazı profesör arkadaşları ondan ürktüler. 1933 yılında Von Neumann, Princeton'da araştırmacılar için yeni açılan uluslararası bir merkez olan İleri Araştırmalar Enstitüsü'nde profesör olması çağrısı aldı. Orada birkaç yıl matematik araştırmalarına derinlemesine daldı. 2. Dünya savaşına uzanan yıllarda ve savaş süresince Von Neumann, askeriye için çalışmıştır. O olmasaydı, içinde bulunduğu Los Alamos projesi bir sene erkenden tamamlanamazdı. Kendisi burada askeriye için ilk elektronik hesaplayıcı olan "ENIAC" ı 1945'te savaş sona erene kadar tamamlamıştı. Ayrıca burada 1957'de kanserden ölümüne sebep olan radyasyon hastalığı ile temas ettiği tahmin ediliyor. Savaştan sonra bir matematikçi (kendi türü bir matematikçi) ile yaşantısını sürdürmeye devam etti. Kendini yalnızca çalışmalarına adamaktan başka, hoş partilerden ve yeni arabalardan zevk alıyordu. Bilgisayar araştırmalarında ilk adım olarak Von Neumann psikiyatri çalıştı, nörolojistlere danıştı. Uzun araştırmalar sonucu onun harika makinesi MANIAC ( Matematiksel Analizci, Nümerik Integralci ve Computer), insanların hizmetine hazırdı. Öyle ki bu makina önceleri birkaç yıl alan bir problemi bir saatte tamamlıya biliyordu. NORC (Noval Ordinanse Research Computer-Askeri Düzeni Araştırma Bilgisayarı) Von Neumann'ın ikinci bilgisayarıydı. Bu hünerli makina yirmidört saatlik bir hava tahminini birkaç dakikalık zamanda verebiliyor, yerkürenin özü hakkında bilgi kaydedebiliyordu. Atlantik ve Pasifik Okyonuslarının med ve cezir hareketlerini hesaplayabiliyor ve askeri manevra problemlerini çözebiliyordu. O sıralarda insanlar makinalarını bu kadar gelişmesinden ürkerek "Acaba insan aklının yerini alabilir miydi?" diye düşünmekteydiler. Ne var ki insan beyninin kapasitesi hakkında şüpheye düşen bir kimse aşağıdaki hikaye ile tekrar güvenini kazanmalıdır. Bir öğleden sonra Von Neumann bir araştırma şirketinden arandı. Bilinen bilgisayarın çözemediği kadar güç bir problemi anlatan ümitsiz bir telefon konuşması oldu. Şirket yetkilisi Von Neomann'dan bu müşkül problemi halletmek için yeteri kadar geliştirilmiş bir makina tertiplenmesi istedi. Von Neumann sadece problemi sunan bir açıklama isteyerek şirket bilim adamlarıyla toplanmayı kabul etti. Durum bilim adamlarının sadece yeterli bir tanımlama vermek için bile saatlerini alacak kadar karmaşıktı. Onlar durumun izahını bitirdikten sonra , kısa bir sessizlik oldu. Sonunda Von Neumann birkaç rakam yazarak, "pekala beyler, sizin yeni bir bilgisayara ihtiyacınız yok" dedi. "Aradığınız cevap işte burada. Şimdi, yemeği nerede yiyebiliriz." Fizikçi Edward Teller'in dediği gibi "düşünce oyununun ve bu faaliyetin sürekli tatbikinin ilk icadı "Von Neumann'ın esrarengiz yeteneği sayesindeydi. Eğlendirici "demiryolu hikayesi " Teller'in işaret ettiği bu noktayı ispatlıyor gibi görünmekte: Bir sabah bir arkadaşı Von Neumann'ı Chicago trenine yetiştirmek için almıştı. Yolda, adam cebinden bir kağıt tomar çıkardı ve gülerek "İşte önümüzdeki birkaç saat için seni uğraştıracak şeyler" dedi. Bu "şeyler" bir hafta sürekli çalışmadan sonra, trenle Rusya'da seyahat eden parlak bir Rus matematikçisi tarafından yalnızca bir kere çözülen bir matematik problemiydi. Eğer Von Neumann'ın arkadaşı onun bakışlarındaki parıltıya dikkat etseydi, o zaman bunu biraz düşünürdü. Von Neumann'ın mektuba bir not eklemişti: "Chicago'ya yolculuk süresi 15 saat, 26 dakika.", Von Neumann sık sık matemetik düşüncelerine kendini kaptırdığında, dalgın olmakla suçlanırdı. O, cüzdanını veya uçak biletini ararken arkadaşları muzipçe bakışırlardı, bu kaybettikleri genellikle Princeton'daki bürosuna geri gelirdi. Birkaç defa da seyahat ederken bir problemle öylesine uğraşmıştı ki, niçin seyahat ettiğini öğrenmek için ilk mola yerinde eşini aramıştı. Öte yandan, gerekli olduğundan hayret verecek şekilde yoğunlaşabiliyordu; çalışmalarının çoğunu oturma odasında müzik dinlerken yapmıştır ve kalabalık restoranlarda ya da görüntülü partilerde düzenli biçimde problem çözmüştür. 1953 yılında, Amerikan güdümlü mermi programına paha biçmeye çalışan bilim adamları ve askeri liderler komisyonuna başkan atandı. Onun başkanlığında Kıtalararası Balistik Güdümlü Mermi (ICBM) projesi üzerinde çalışmaya başladı. ICBM projesinin geliştirilmesi sırasında, aşağı yukarı bir yıldır bir safha üzerinde deneyler yapmış olan fizikçi Von Neumann'a buraya kadarki çalışması hakkındane düşündüğünü sordu. O, kağıt yığınını yavaş yavaş çevirdi, sonra birkaç dakika düşündü. Sonunda "bu işlemez" cevabını verdi. Bu cevabı şüpheyle karşılayan fizikçi projeyi yeniden gözden geçirmek için laboratuarına döndü. İki aylık çok titiz bir çalışmadan sonra Von Neumann'ın haklı olduğunu anladı. 1954 yılında Von Neumann en büyük düzeyde olan Atom Enerjisi Komisyonuna atandı ve burada hücre otomata teorisi üzerine kanserden öldüğü 1957 yılına değin çalışmışmalarına devam ederek miras olarak geriye bugün hayatımızın ihtiyaçlarını karşılayan teorileri ve kavramları bıraktı. Von Neumann'ın olağanüstü başarıları yeniden gözden geçirilirse, bunların insan aklının ürünü olduğuna inanmak imkansız gibi görünür. Fizikçi Hans Bethe'nin sözleri Von Neumann'ın dehasını belkide en iyi biçimde açıklar. Şöyle yazmıştır: "O farklı bilgileri,insanları biraraya getirip şaşırtıcı ürünler üretebilen korku verici bir kabiliyete sahipti. Zaman zaman Von Neumann gibi bir beynin insan oğlunun beyninden üstün bir tür olup olmadığını merak etmekteyim